Wednesday, January 23, 2013

Midsummer Night's Gothic Dream a.k.a. Chanel Spring 2013 Couture Show

Overall, the couture shows so far over in Paris, seemed to disappoint this season. No jaw dropping collections so far. (Desperately missing Galliano's exuberant theatricality and grandure.) However, Lagerfeld's Chanel was rather a feast to the eyes, especially the make-up. Peter Phillips was the genius behind these gothic fairies. The collection was full of the classic Chanel tweed with a special emphasis on shoulders. The ecru coat (maybe a dress?) would be my favorite coat (dress*) ever and the other tweeds would solve my "I have nothing to wear" dilemnas for work. (As if I would be working, if I could actually afford Chanel for the workplace). Thigh high lace boots with open-toes were abundant, very unpractical even on my own standards. the leather ones are also too fetish for my taste. The column shaped evening wear did not excite me as I am not a big fan of the large flower prints (which are in fact not prints but painstakingly time consuming expensive hand embroidery that cost a fortune, but I still do not like them). However, the last look below with the powder blue feathered and shredded hems, is just beautiful and I believe will be a red carpet success for eirther Diane Kruger or Charlize Theron. Let's wait and see if this happens. And lastly, please excuse the tons of backstage beauty looks, I just adore this make up. 

Couture haftasında Paris'ten gelen şimdiye kadar gelen haberler düşündürücü. Henüz kimsenin ağzının açık kaldığı bir koleksiyon yok. (Bence Galliano'nun yaratıcı teatralliği ve görkemi oldukça özleniyor.) Yine de Karl Lagerfeld'in defilesi gözleri okşuyor, özellikle de saç ve makyaja dikkatli baktığınızda. Bu gotik peri kızlarının arkasında makyaj sanatçısı Peter Phillips var. Koleksiyonda yine her zamanki klasik Chanel  tüvitleri başrolde, silüetlerde güçlü omuzlar dikkati çekiyor. Hayır korkmayın, vatkalar geri gelmedi, Karl çok daha sempatik bir çözüm bulmuş. İlk resimdeki ekru pardesüye bayıldım, belki de elbisedir bilemiyorum. Her halükarda kendisini istiyorum. Diğer tüvitler ise "işe giyecek hiç birşeyim yok" sendromuma birebir. Tabii bunları alıp işe gidebilecek olsam işe gider miydim, işyerim neresi olurdu gibi soruları şu anda göz ardı ediyorum. Ayakkabılarda dizüstü dantel buru açık çizmelerden başka bir şey yok neredeyse, benim gibi bir ayakkabı delisi için bile fazla fantezi. Deri olanlar ise fazlaca fetiş. Gece kıyafetlerinde beni çok fazla çeken olmadı, bir defa o ilkokul deseni gibi duran çiçekleri sevmedim. Her ne kadar inanılmaz kaliteli ve de dolayısı ile pahalı bir el işçiliği ürünü olsalar da basma gibi duruyorlar (Moda tansıları beni taş edicek!). Ama en sondaki uçuk bebek mavisi elbiseye bayıldım. Omuzlarındaki tüyler ve kelebekler, liğme liğme edilmiş etekler kesinlikle çok güzel. Bu elbiseyi Diane Kruger veya Charlize Theron kırmızı halıda giymezse yazık olur. Bakalım olacak mı? Bu arada bir milyon tane defile arkası makyaj görüntüsü için şimdiden özür dilerim, fazla güzeller... 


























No comments:

Post a Comment